Çatıdaki Çimenler; Sene YazılarSene Yazılar
Açıklama
Hissettiklerimiz ağızdan çıkınca, tortuları kalıyor elimizde. Hislerin ölüleri gibi duruyor sözler, asılı bir yerlere. Büyüdüm sonra, utandım büyüdüğüme... Çekmecelere yazdım, dolap raflarına. Evlerim değişti, sevdiklerim, sevmediklerim; anlattım dost sohbetlerinde; yetmedi, kendime yazdım. Mahremimdir bu size. Eski usul bir güncenin ifşası... Ne bir öyküdür ne de kişisel bir hikâye. Akıl düşümü, ruh üşümesi, gönül çarpıntısıdır. Şiirdir, öyküdür, fotoğraftır ya da tek bir cümle. En nihayetinde matbu bir hayata girizgâhımdır, yazmaya başlamama sebebe ithafımdır ve tüm anlatamadıklarıma... Olduğum değil, hasretimdir.
Her sözcüğün bir emanetçiye ihtiyacındandır.
Diyorum kendime, demek ki:
Dünle bugünün farkı
Bir telefon ucu
Bir pencere dışı
Ben dünken yok
Bugünken varsam
Mesafeler güzel
Mesafelerin aslı sevilesi
Ben değilim mesafe
Mesafe bize ait olmayan bir evde olmaktı sadece
Bize ait olmayanda biz olamadığımız sürece
Her şey bir evin yalanı
Her şey bizim olanın rüyası
Aidiyet yoktu ne dünde ne bugünde
Ne yazıktır
Biz tutunduk sanrılı bir aidiyete
Kitap Ayrıntıları
Stok Kodu
:
9786051067759
Boyut
:
120-200-0
Sayfa Sayısı
:
138
Basım Yeri
:
İstanbul
Baskı
:
2
Basım Tarihi
:
2014-04-01
Kapak Türü
:
Karton
Kağıt Türü
:
2.Hamur
Dili
:
Türkçe
9786051067759
208971
https://www.benlikitap.com/urun/catidaki-cimenler-sene-yazilar
Çatıdaki Çimenler; Sene Yazılar Sene Yazılar
80.75
Hissettiklerimiz ağızdan çıkınca, tortuları kalıyor elimizde. Hislerin ölüleri gibi duruyor sözler, asılı bir yerlere. Büyüdüm sonra, utandım büyüdüğüme... Çekmecelere yazdım, dolap raflarına. Evlerim değişti, sevdiklerim, sevmediklerim; anlattım dost sohbetlerinde; yetmedi, kendime yazdım. Mahremimdir bu size. Eski usul bir güncenin ifşası... Ne bir öyküdür ne de kişisel bir hikâye. Akıl düşümü, ruh üşümesi, gönül çarpıntısıdır. Şiirdir, öyküdür, fotoğraftır ya da tek bir cümle. En nihayetinde matbu bir hayata girizgâhımdır, yazmaya başlamama sebebe ithafımdır ve tüm anlatamadıklarıma... Olduğum değil, hasretimdir.
Her sözcüğün bir emanetçiye ihtiyacındandır.
Diyorum kendime, demek ki:
Dünle bugünün farkı
Bir telefon ucu
Bir pencere dışı
Ben dünken yok
Bugünken varsam
Mesafeler güzel
Mesafelerin aslı sevilesi
Ben değilim mesafe
Mesafe bize ait olmayan bir evde olmaktı sadece
Bize ait olmayanda biz olamadığımız sürece
Her şey bir evin yalanı
Her şey bizim olanın rüyası
Aidiyet yoktu ne dünde ne bugünde
Ne yazıktır
Biz tutunduk sanrılı bir aidiyete